Kahraman, Ömer Ersin2024-05-192024-05-1920182618-5784https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/284993https://hdl.handle.net/20.500.12713/414320. yüzyılın başından itibaren tüketim, kitlelerin kendilerine tüketim ürünlerinin taşıdıkları sembolik anlamlar yoluyla kimlik edinme aracı olarak kullandıkları bir ideolojik aygıt halini aldı. Tüketimin yeni bir sembolik dilin aracısı olarak ortaya çıktığı tüketiciliğe (consumerism) doğru bu evrimi, iktidarla uyumlu olmak zorunda olan hâkim paradigmanın etkisi altındaki bilimin teorik konsensüsü içerisinde açıklamaya çalışmak yetersiz kalacaktır. Sorunun, iktisadi alanı da belirleyen rasyonalizmle iç içe bulunması, tüketim toplumunun ortaya çıkışının rasyonalizmin içsel bir eleştirisi yoluyla anlaşılmasını gerektirmektedir. Tüketim, bireyin kendini topluluğa bağlamak için kullandığı yeni bir toplumsallaşma aracı olarak görülebilir. Her ne kadar bilimsel konsensüs bu yeni metodu insanın doğasından gelen ve toplumsal bütünlüğü tahrip etme potansiyeli olan çatışmalı durumun teskin edilmesine yarayan bir çeşit yöntem olarak ele alsa da, gerçekte tüketim araçları yoluyla toplumsal sınıfların kimliklerini edindiği yapının neden olduğu yoğun kitlesel tüketim, yıkımın ve çelişkinin asıl kaynağı olarak karşımıza çıkar. Tüketimin söylemi ile gerçekliği arasındaki bu çelişki, içsel eleştiri için bir çıkış noktası teşkil etmektedir. Yeni bir ideolojik toplumsallaşma aygıtı olarak tüketim çelişik bir yapıdır ve yeni toplumda asıl rolü 20. yüzyılın başında yoğunlaşan toplumsal çatışmaların, kitlelerin pasifleştirilmesi yoluyla aşılmasıdır.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessYENİ TOPLUM VE KİTLESEL TÜKETİM Tüketimin 20. yüzyıl başında yaşadığı tarihsel dönüşüm ve yeni bir ideolojik toplumsallaşma aygıtı olarak ortaya çıkan tüketimin söylemsel yapısı ve çalışma mekanizmasıArticle1325383400284993