Donduran, Can2024-05-192024-05-1920230378-29211309-1034https://doi.org/10.33630/ausbf.1023632https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/1181354https://hdl.handle.net/20.500.12713/4069Tarih boyunca ABD dış politikasının temel belirleyicisi, liberal değerlere bağlılık ve güvenlik çıkarlarının gereklilikleri arasındaki gerginlikten kaynaklanan içsel ikilem olagelmiştir. Zaman zaman örtüşse de genelde çelişen bu iki unsur, ülkenin uluslararası seviyedeki tercihlerinin temelinde yer alırken, zor seçimleri ve tartışmalı hamleleri de beraberinde getirmektedir. Bu ikilemden beslenen sorunların başında gelen dost despotlar açmazının kökenleri ve günümüzdeki yansımaları, bu makalenin odağını oluşturmaktadır. ABD’nin, dış politika stratejisini ekseriyetle şeytanileştirilen bir “öteki”ye karşıtlık üzerinden oluşturulması yönündeki daimî eğilimi ve buna bağlı olarak doğan “beterin beteri korkusu”ndan kaynaklanan bu açmaz, özellikle Soğuk Savaş döneminde oldukça belirginleşmiştir. Süreç izleme tekniğine yaslanan bu çalışma, dost despotlar ikileminin evrimini inceleyerek bugüne yansımalarını Mısır örneği üzerinden analiz etmektedir. Arap Baharı sonrasında ABD-Mısır ilişkilerinde gözlemlenen değişimler, açmazın kökeninde radikal bir dönüşüm yaratmaktan çok uzaktır. ABD’nin siyasal kültüründen, dış politikadaki yaygın eğilimlerinden ve tarih içerisinde şekillenen davranış modelinden beslendiği kadar uluslararası dinamiklerin etkisine de açık olan dost despotlar sorunu, günümüzde, özellikle Orta Doğu ile ilişkili meselelerde merkezi konumunu korumaktadır. Söz konusu açmaz, zaman, mekân ve ortaya çıktığı dönemin dinamiklerinden bağımsız biçimde daimî bir dış politika sorunsalı haline gelmiştir. Bu haliyle dost despotlar, ABD dış politikasının tarihsel bir gerçeğidir ve herhangi bir dönem, bölge veya yönetimle sınırlı değildir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessAMERİKAN DIŞ POLİTİKASININ DAİMÎ AÇMAZI “DOST DESPOTLAR”: MISIR ÖRNEĞİ VE “BETERİN BETERİ KORKUSU"Article78223525810.33630/ausbf.10236321181354