Canlı organ vericilerinin karardan pişmanlık ve psikolojik belirtilerinin değerlendirilmesi
Citation
Özkan, A. (2021). Canlı Organ Vericilerinin Karardan Pişmanlık ve Psikolojik Belirtilerinin Değerlendirilmesi, İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. İstanbul.Abstract
Bu çalışma canlı organ vericilerinin karardan pişmanlık ve psikolojik belirtilerinin
değerlendirilmesi amacı ile tanımlayıcı, kesitsel ve ilişki arayıcı türde gerçekleştirildi.
Çalışmanının evrenini İstinye Üniversitesi Bahçesehir Liv Hastanesi Organ Nakil
Merkezi’nde böbrek ve karaciğer vericisi olan 273 (%52; 273/525) katılımcı oluşturdu.
Çalışma 5.11.2020/ toplantı 13/ karar 05 etik kurul onayı alınarak yapılmıştır. Veriler 13
Kasım-20 Aralık 2020 tarihleri arasında google form aracılığıyla e-mail, Whatsapp
gruplarına mesaj atılarak online olarak toplandı. Veri toplamada Sosyo-Demografik
Veri Formu, Karardan Pişmanlık Ölçeği ve Kısa Semptom Envanteri ölçekleri
kullanıldı. Katılımcıların % 32.1’i 29-39 yaş aralığında, %52.4’ü erkek, %35.5’i
ilköğretim mezunu, %68.5’i böbrek vericisi, % 57.1 birinci derece akrabası, %89.8’i
tekrar verici olmak istedikleri belirlendi. Çalışmada katılımcıların karardan pişmanlık
(24.71±7.68) ve psikolojik belirtilerin görülme sıklığı (67.13±22.79) çok düşük
bulundu. Kadın (p=0.002) ve 29-39 yaş aralığındaki katılımcılarn (p=0.003) psikolojik
belirtileri daha yüksek olmakla birlikte cinsiyet (OR=-8.89) ve yaş (OR=-3.36) negatif
yönde etkileyen faktörler olarak belirlendi. Yine karardan pişmanlık düzeyine eğitim
durumu negatif yönde etkileyen faktör (OR= -1.84) olarak saptandı. Karardan
Pişmanlık Ölçeği ile Kısa Semptom Envanteri’nin genel ve alt boyutları arasında pozitif
yönde kuvvetli ilişki bulundu (p=0.001). Çalışmada canlı organ vericilerinin hayat
kurtarmalarına bağlı kararlarından pişmanlık duymadıklarından, psikolojik belirtilerinde
oluşmadığı, manevi yönden mutlu oldukları sonucuna ulaşıldı. Kadın ve genç yaştaki
canlı organ vericilerin psikolojik yönden daha yakından takip edilmesi, stresle baş etme
becerileri eğitimi, meditasyon, yoga gibi gevşeme-rahatlama yöntemlerinden destek
almanın yararlı olacağı düşünülmektedir. This study was carried out in a descriptive, cross-sectional and relationship-seeking type
with the aim of evaluating the regret of the donation decision and psychological
symptoms of living donors. 273 (52%; 273/525) participants who were kidney and liver
donors at the İstinye University Liv Hospital were included. The study has been
approved by the Istinye University ethics committee (5.11.2020/13-05). The data were
collected between 11.13.2020 and 12.20.2020 by e-mail via google form, by sending a
message to Whatsapp groups. Socio-demographic data form, Regret of Decision Scale
(RDS), and Brief Symptom Inventory (BSI) scales were used. 32.1% of the participants
were between the ages of 29-39, 52.4% were male, 35.5% were primary school
graduates, 68.5% were kidney donors, 57.1% were first degree relatives, and 89.8% of
them were willing to donate again. The participants' regret about the decision
(24.7±7.68) and the frequency of psychological symptoms (67.13±22.79) were very
low. Although female gender (p=0.002) and participants aged between 29-39 (p=0.003)
had higher psychological symptoms, gender (OR=-8.89) and age (OR=-3.36) were
determined as negatively affecting factors. Education level was found to be a factor
(OR= -1.84) that negatively affected the level of regret from the decision. A strong
positive correlation was found between the RDS and the general and sub-dimensions of
the BSI (p=0.001). It was concluded that since the donors did not regret their decision to
save life, psychological symptoms did not occur and they were spiritually happy. It is
thought that it will be beneficial to follow young and female donors psychologically
more closely and to receive support from relaxation methods.