Valproik asit ve baicalein kombinasyonunun akciğer kanseri hücre soylarında sitotoksik/apoptotik etkilerinin araştırılması
Citation
Rezayifar, V. (2021). Valproik Asit ve Baicalein Kombinasyonunun Akciğer Kanseri Hücre Soylarında Sitotoksik/Apoptotik Etkilerinin Araştırılması. İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Kanser Biyolojisi ve Farmakolojisi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul.Abstract
Dünyadaki en yaygın malignitelerden biri olan akciğer kanseri, kanser ile ilişkili
ölümlerde birinci sırada yer alır. Valproik asit (VPA) bir anti-epileptik olarak klinikte
uzun süredir kullanılmaktadır ve bir HDAC inhibitörü olarak hem mono terapi hem de
kombinasyon terapide etkinliği birçok ajan varlığında araştırılmıştır. Ancak, akciğer
kanserinde, VPA’nin mono terapide sitotoksisitesi etkileyici değildir. Baicalein (BAİ)’in
çeşitli kanserlerde sitotoksik etkisi tanımlanmıştır ve kombinasyon tedavilerde önemli
biyoaktif tavır sergileyen doğal bir bileşiktir. Bu nedenle, çalışmamızda, VPA ve BAİ’yi
birlikte kullanarak sitotoksik aktiviteyi arttırmak ve hücre ölümünü uyarmak
amaçlanmıştır. Mevcut tez çalışmasında, Valproik asit ve Baicalein kombinasyonunun
A549 ve BEAS-2B akciğer hücre soylarındaki etkisininin araştırılması amaçlanmıştır. Bu
amaçla, A549 ve BEAS-2B akciğer hücre soylarında, VPA ve BAİ’nin hücre canlılığı
üzerine etkisi SRB canlılık testi ile değerlendirildi ve büyüme eğrisi oluşturularak GI50,
TGI ile LC50 değerleri hesaplandı. VPA ve BAİ’nin eşlenik dozları ile 24-72 saat
kombinasyon çalışmaları gerçekleştirildi. Bu analizlerin sonucunda kombinasyon indeksi
değerleri belirlendi ve IC90’a en yakın doz (100uM+2mM), A549 hücre hattında sinerjizm
ve BEAS-2B hücre hattında antagonist etki sergilediği gözlendi. Bu sebeple, 24-48 saat
Anneksin V -FITC ve Kaspaz 3/7 aktivitesi gibi apoptotik analizleri bu doz ile
gerçekleştirildi. Bu analizler sonrası kombinasyon tedavinin A549 hücre hattında erken
ve geç dönem apoptotik hücre yüzdesi zamana bağlı olarak artış göstermiştir. Ayrıca, IC50
değerine en yakın kombinasyon dozu (25uM+0.5mM) hücrelerin migrasyon yeteneğini
araştırmak için seçildi. Kombinasyon tedavi uygulanan hücrelerde, ajanların tek başına
etkisine kıyasla, yara kapanma hızında belirgin bir değişiklik gözlenmedi. Sonuç olarak
bu kombinasyon modelinin farklı kanser hücre soylarında denenerek klinik translasyonu
için etki alanlarının genişletebileceği düşünülmektedir. related deaths. Valproic acid (VPA) has been used clinically for a long time as an antiepileptic and its efficacy as an HDAC inhibitor in both monotherapy and combination
therapy has been investigated in the presence of many agents. However, its cytotoxicity
as monotherapy is not impressive in lung cancer. The cytotoxic effect of baicalein (BAI)
has been described in various cancers and is a natural compound that exhibits an
important bioactive attitude in combination therapies. Thus, in the present study, we
aimed to increase the cytotoxic activity of VPA and BAI by combination therapy and
stimulate cell death. For this purpose, the SRB viability test was performed to examine
the effect of VPA and BAI on cell viability of A549 and BEAS-2B cells, and GI50, TGI,
and LC50 values were calculated to obtain a growth curve. Following 24-72 hours
combination studies, combination index values were determined and it was observed that
the dose closest to IC90 (100uM+2mM) showed synergism in the A549 cell line and
antagonism in the BEAS-2B cell line. Thus, 24-48 hours apoptotic analyzes such as
Annexin V -FITC and Caspase 3/7 activity were performed with the relevant dose. As a
result, the percentage of early and late apoptotic cells increased by combination therapy
with time in the A549 cell line. The combination dose closest to the IC50 value
(25uM+0.5mM) obtained in this cell line was chosen to investigate the migration ability
of the cells. No significant change in wound healing was observed in cells treated with
the combination treatment compared to the effect of agents alone. In conclusion, this
combination strategy can be tested in different cancer cell lines and may expand the
domains for clinical translation.