Dünya sistemleri analizi üzerinden küresel mülteci krizini anlamlandırmak: Suriye ve Afganistan örnekleri
Künye
Gürcan, E. C. (2021). DÜNYA SİSTEMLERİ ANALİZİ ÜZERİNDEN KÜRESEL MÜLTECİ KRİZİNİ ANLAMLANDIRMAK: SURİYE VE AFGANİSTAN ÖRNEKLERİ . Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi , (7) , 1587-1614 . DOI: 10.47994/usbad.995723Özet
Abstract: The world is facing the largest global refugee crisis since World War II.
This prompts one to suggest that the refugee issue has never been as international
as it is today. The present article uses incorporated comparison and world-systems
theory to investigate the international dynamics of the current global refugee
crisis. It focuses on the cases of Syria and Afghanistan as being among the most
recent and significant episodes of the global refugee crisis. The findings reveal that
the refugee crises in these countries exhibit shared dynamics. In political-economic
terms, both cases represent the focal point of the current global refugee crisis,
which mainly stems from “structural imbalances” associated with “incorporation”
into the world-system. Geopolitically speaking, growing multipolarity and the
current phase of “hegemonic crisis” lay the groundwork for this crisis at the
international level. Finally, one should also take into account the geo-cultural
dynamics of the global refugee crisis. The waning importance of “anti-systemic
movements” in the post-Soviet era and the rise in significance of ethno-religious
identities in the periphery combine with the growing popularity of racism and
xenophobia in core countries to legitimize and consolidate the system of “unequal
exchange”, which deepens the refugee crisis even further. Öz: Günümüz dünyası, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana tarihin en büyük mülteci
krizi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle, bugün mülteci sorununun daha önce hiç
olmadığı kadar uluslararası bir olgu haline geldiği söylenebilir. Mevcut makale,
birleşik karşılaştırma yöntemi ve dünya sistemleri kuramına dayanarak küresel
mülteci krizinin hangi uluslararası dinamiklere dayandığı sorusu etrafında
şekillenmiştir. Bu soruyu açıklamak için küresel mülteci krizine en canlı ve güncel
örnekler arasında gösterilen Suriye ve Afganistan’a yoğunlaşılmıştır. Birleşik
karşılaştırma analizi, Suriye ve Afganistan’da yaşanan mülteci krizlerinin birtakım
ortak dinamikler üzerinden yükseldiğini göstermektedir. Politik-ekonomik
anlamda, her iki ülke de; çeper coğrafyasına ait ülkeler olarak, dünya sistemi ile
bütünleşme (inkorporasyon) dönemlerinde oluşan ciddi yapısal dengesizliklerin
etkisi ile küresel mülteci krizinin oluşumunda büyük rol oynamıştır. Jeopolitik
olarak, günümüz dünya sisteminde yaşanmakta olan çok kutuplulaşma ve
“hegemonik kriz”, söz konusu mülteci krizinin maddi zeminini sağlamlaştırmıştır.
Son olarak, jeo-kültürel dinamiklerin mevcut mülteci krizini daha da ileriye
taşımaya hizmet ettiği söylenebilir. Sovyet sonrası dönemde “anti-sistemik
hareketler”in ideolojik düzlemde geri çekilmesi ve etnik-dinî temelli akımların ön
plana taşınması ile birlikte merkez ülkelerde yaygınlaşan ırkçılık ve yabancı
düşmanlığı, “eşitsiz mübadele” mekanizmalarının meşruluğunun yeniden
üretilmesini sağlamıştır.