Dil ve Konuşma Terapisi Programı Yüksek Lisans Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    Yetişkin dizartrik hastalarda konuşmanın dilbilgisel ve akustik özelliklerinin konuşma anlaşılırlığına etkisi
    (İstinye Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Karaman, Muzeyyen; Ciyiltepe, Muge Muzeyyen
    Dizartri, konuşma üretimi sürecinde meydana gelen hasar ya da zayıflık sonucu konuşma bileşenlerinin birinin ya da birkaçının etkilendiği, dolayısıyla konuşma anlaşırlığını etkileyen bir motor konuşma bozukluğudur. Bu çalışmanın amacı, yetişkin dizartrik hastalarda konuşma bileşenlerinin akustik ve dilbilgisel analizlerini yapmak ve bu analizlerin hastanın konuşma anlaşılırlığı üzerindeki etkisini belirlemektir. Çalışma 20 dizartrik birey ile yürütülmüştür. Katılımcıların dizartri şiddeti ve tiplerinin belirlenmesi için Frenchay Dizartri Değerlendirme Testi uygulanmıştır. Katılımcıların konuşmalarının dilbilgisel özelliklerini incelemek için AphasiaBank veritabanı konuşma uyaranları; seslerinin akustik özelliklerini incelemek için /?/ fonasyonları kayıt altına alınmıştır. Konuşma uyaranları CLAN programında transkript edilmiş, CHAT yazılımı kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, dizartri şiddeti arttıkça Ortalama Dönüş Uzunluğu (MLT) değerlerinde azalma gözlendiği, hastaların daha kısa cümle kurduğu bulunmuştur. Ancak MLT değerleri için dizartri şiddet ve tipleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Benzer şekilde Çeşit/Örnekçe Oranı (TTR) için dizartri tip ve şiddetleri arasında anlamlı fark bulunmamıştır. MLT ve TTR'nin konuşma anlaşılırlığı ile korelasyonunda istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmamıştır. Akustik ses analizleri için PRAAT programı kullanılarak F0, Jitter, PPQ, Shimmer, APQ ve NHR parametreleri analiz edilmiştir. Katılımcıların tüm ses parametrelerinde normların dışında bir sonuç elde edilmiş; dizartriye bağlı ses bozukluğu olduğu gözlenmiştir. Tüm ses parametreleri için dizartri tip ve şiddetleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Yapılan korelasyon analizi sonuçlarına göre ses parametrelerinin birbirleriyle pozitif yönde anlamlı ilişkisi bulunurken, ses parametrelerinin konuşma anlaşılırlığıyla anlamlı ilişkisi bulunmamıştır. Konuşma anlaşılırlığının dizartri tipleri arasında anlamlı farkı bulunmazken; konuşma anlaşılırlığıyla dizartri şiddeti arasında negatif yönde güçlü bir ilişki olduğu bulunmuştur. Bu durum dizartri şiddeti arttıkça anlaşılırlığın azaldığını göstermektedir.
  • Öğe
    Hijyenik ses terapisi ve 'Wave ın a cave' egzersizinin ses yorgunluğu üzerine etkisi
    (İstinye Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Kincal, Ilayda; Ciyiltepe, Muge Muzeyyen
    Ses yorgunluğu öğretmenler, akademisyenler, sanatçılar, çağrı merkezi çalışanları gibi birçok meslek grubunun sıklıkla yaşadığı önemli bir problemdir. Bu çalışmanın amacı, hijyenik ses terapisi ve yarı tıkalı ses yolu egzersizinden oluşan teleterapi protokolünün ses bozukluğu tanısı olmayan, ses yorgunluğu şikayeti bulunan yetişkin bireylerde ses yorgunluğunun azaltılmasında etkili olup olmadığının test edilmesidir. Araştırmaya dahil edilen ses bozukluğu tanısı almamış 28 birey seçkisiz olarak deney ve kontrol gruplarına atanmıştır. Deney grubundan 1, kontrol grubundan 3 birey protokolü tamamlamadığı için araştırmadan çıkarılmıştır. Deney grubuna (n=13) hijyenik ses terapisi ve Wave in a Cave egzersizlerinden oluşan terapi protokolü 4 hafta boyunca 6 seans olarak uygulanmıştır. Kontrol grubuna (n=11) bir uygulama yapılmamıştır. Tüm katılımcılara uygulama öncesi ve sonrasında Ses Yorgunluğu Ölçeği (SYÖ), Ses Handikap Endeksi (SHE) ve Sesle İlgili Yaşam Kalitesi Ölçeği (SİYKÖ) uygulanmış; MFS (maksimum fonasyon süresi) ve s/z oranı hesaplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre uygulama sonrasında deney grubunun ön test-son test SYÖ Faktör 1 (p<0,05), Faktör 2 (p<0,05), SYÖ toplam (p<0,05) ve SHE (p<0,05) skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı azalma bulunmuştur. Ön test-son test SİYKÖ (p<0,05) skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı artış gözlemlenmiştir. SYÖ Faktör 3 (p>0,05), MFS (p>0,05) ve s/z oranları (p>0,05) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Deney grubu ön test-son test sonuçları ve deney ve kontrol grupları arasında hiçbir parametrede istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Hijyenik ses terapisi ile uygulanan Wave in a Cave egzersizinin teleterapi olarak uygulanması ses bozukluğu bulunmayan ama ses yorgunluğu şikayeti bulunan bireylerde ses yorgunluğu düzeylerini azaltılmasında etkili bir protokol olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Ses yolu rahatsızlığı ölçeğinin Türkçeye uyarlanması geçerlilik ve güvenilirliği
    (İstinye Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Irkli, Furkan Ali; Ciyiltepe, Muge Muzeyyen
    Bu çalışmada Ses Yolu Rahatsızlığı Ölçeğinin (SYRÖ) Türkçeye uyarlanması, geçerlilik ve güvenilirliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ölçek önce orijinalinden Türkçeye ardından tekrar İngilizceye çevrilerek, çeviriler karşılaştırılmıştır. Çalışma ses bozukluğu olan 65, ses bozukluğu olmayan 93 olmak üzere toplam 158 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak demografik bilgi formu, ses handikap endeksi (SHE), sesle ilgili yaşam kalitesi ölçeği (SİYKÖ), SYRÖ ve GRBAS ölçekleri kullanılmıştır. Test tekrar test analizini gerçekleştirebilmek amacıyla çalışmaya dahil olan katılımcılardan ulaşılabilirlik göz önünde bulundurularak 43 katılımcıya (15 ses bozukluğu olan, 28 olmayan) SYRÖ 7-14 gün içinde tekrar uygulanmıştır. Çalışma kapsamında SYRÖ’nün iç tutarlılığı cronbach alfa katsayısı ile değerlendirilmiştir. Ölçeğin cronbach alfa katsayısı .960, sıklık alt boyutu için .916, şiddet alt boyu için .923 olarak hesaplanmıştır. Test tekrar test güvenilirliğini değerlendirmek adına gerçekleştirilen iki uygulama arası yüksek derecede korelasyon (rho=.838, sıklık rho=.824, şiddet rho=.844 p<.001) gözlenmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliğini değerlendirmek adına SYRÖ ve alt boyutları (sıklık ve şiddet) ile SHE, SİYKÖ ölçekleri arasındaki korelasyon değerlendirilmiştir. Buna göre SYRÖ ile SHE arasında yüksek derecede korelasyon (rho=.621, sıklık rho=.619, şiddet rho=.613, p<.001), SYRÖ ile SİYKÖ arasında yüksek derecede negatif korelasyon (rho=-.740, sıklık rho=.734, şiddet rho=-.738, p<.001) gözlenmiştir. Yapı geçerliliğini değerlendirmek adına ses bozukluğu olan ve olmayan katılımcılar arasında SYRÖ puanları açısından anlamlı bir farklılık olup olmadığı değerlendirilmiş, iki grup arasında anlamlı farklılık (U=611,500, z=-8,553, p<.001) gözlenmiştir. Elde edilen bulgular ile SYRÖ Türkçe versiyonunun ses bozukluklarında ses yolunda hissedilebilecek belirti ve hisleri hem sıklık hem şiddet açısından değerlendirebilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.